Mahallemiz ve Eski Günlere Doğru Yolculuk

Bu gün elli yıl gerilere doğru gittim. Çocukluk dönemlerimiz, mahallemiz ve anılar bırakan hatıralarını andığımız zamanın büyükleri. Eski Ramazanlar, mahallemizin hatta sokağımızın güzel insanları Selahattin-İsmail Lokman, İsmail Korukçu, Niyazi Çoşkun, babam Galip Anarak, Remzi Karaman, Süleyman Badur, Hasan Beydoğan, dondurmacı Salih amca, Hamit dayımız (Nalinci Hamit Çalış) ve ismini sayamadığım nadide aileler.
 Hamit dayının evinin altında bulunan bir merdiven mesafesinde aşağı doğru girilen dükkânı ve bizlerin devamlı durağı, her şeyimizi ondan alırdık. Hele Ramazanın onbeşin de Top Kandil gecesinde bizlere yaptığı kâğıt fenerler. Tabakhane camimizin müezzini bütün görevleri başaran bir şahsiyet. Şimdi düşünüyorum da hayat mektebinin ilk derslerini Hamit dayıdan almışız. Gençlik yıllarımızda “Kılıbıklar Cemiyetini” kurdu ve bizleri hep kayıt etti. Bütün mahallenin gençlerinin onun verdiği Kılıbık Diploması vardır. Onun tavsiyeleri ev hayatına hazırlamak, eş ve çocuklara yardımcı olmak hususunda ilk derslerimizi veren insan. Hele Bayramlarda İsmail Lokman’ın evinin yanında kurduğu döner dolap doyamadığımız eğlencemizdi.
Mahallemizin güzide gençleri Coşkun Lokman, Metin Karaman, Ercüment Tören, Metin Pazar, Hasan Bayrakçı, Ali Kemal Tören, Nevzat Lokman, Mehmet Çetiner, Şevki Kulaksızoğlu, Niyazi-Necati Musaoğlu, Nurettin-Fahrettin Lokman, Mustafa-Muhlis Alemdaroğlu, Hasan Coşkun, Hasan-Haydar Koç, Emir Diler aklıma gelen ilk isimlerdi. Hamit dayının o güzel nasihatlerini bu gün daha iyi anlayabiliyorum. Gönül aynı günlere dönemesek de o günleri bir günlüğüne yaşatmayı ve yaşamayı ne kadar arzu ediyor.
Merkez İlkokulunda okuduğumuz yıllar gözlerimin önünde canlanıyor. Müdürümüz Rahmetli Şinasi Bey(Şinasi Önal) çok muhterem bir insan. Değerli bir öğretmen.
 Ablam Hayriye’nin sınıf öğretmeni idi. Şu hatıra hala hatırladıkça bizleri gülümsetir. Babam Hayriye’yi İlkokula kayıt yaptırdığı güne kadar evde ve çevremizde ismi ile değil göbek adı olan  “Gülsevin” olarak seslenilir ve de kendiside o zamana kadar adını böyle bilirdi. Şinasi Hocam bir akşamüstü evimizin kapısını çaldı ve misafirimiz oldu. Babama Hayriye’nin bir hastalığımı var veya sağır mı diye sordu babam hayır hocam çok zekidir dedi.
 Şinasi hocam o zaman ismi okunduğunda hiç tepki vermiyor deyince iş anlaşıldı. Bizim Hayriye o güne kadar Nüfusta yazılı ismini yeni öğrenmiş oldu. Şimdi Ankara’da Noter görevi yapan ablama saygılarla bu anıyı paylaşmak istedim.
Benim İlkokul öğretmenim Rahmetli Nazmi Güler idi. Mahalleden Haydar Koç ile aynı sınıfta okuyorduk. Haydar’ın babası Salih amca sabahları erkenden kalkar çocuklarını da kaldırır o zamanın şartlarında elde yapılan dondurma kazanlarının başında ailecek görevlerini yaparlar ve dondurmayı sabaha hazırlarlardı. Beşinci sınıfta mezun olmamıza çok az bir zaman kalmış öğretmenimiz Nazmi Bey böyle bir ramazan günü olması nedeni ile bizlere dini sorular sormakta idi. Ve şu soru geldi “Çocuklar ilk ezanı kim okumuştur” bazı arkadaşlar parmak kaldırdılar bunların içersinden Nazmi hocam Haydar Koç’u seçti söyle bakalım Haydar kim okumuştur deyince Haydar gür sesi ile “Hamit Dayı” öğretmenim demişti.
 Haydar doğru söylüyordu çünkü her sabah erkenden kalktığı için ezanı dinliyordu. Bu anıyı hiç unutamam Rahmetli Haydar’a takılır o günleri anardık. Allah hepsine Rahmetiyle muamele eylesin. Mekânları Cennet olsun.
Ramazan gelmeden bir ay önceden hazırlıklara başlanır mahallemizin kadınları imece usulü yufka açmak için evlerde toplanırlardı. Bafra’mıza has olan yufka tatlısı olmadan iftar sofraları eksik hissedilirdi. Komşuluk ilişkileri o kadar sıkı fıkı idi ki, bahçeli evlerimizden sesler yükselir, davetler yapılır şakalaşmalar gülüşmeler ve sokaktaki çocukların oyunları başka bir haz verirdi insanlara.
Şimdi ki gibi apartmanlar yok idi. Apartman sözünü bizler ortaokula giderken yolumuzun üzerinde o zaman Himmet Kara çocuk tarafından yapılan binayı bilirdik. Hatta iddialarımız olduğunda “Hümmetin apartmanından atlar mısın” sözünü kullanırdık.
Faytonlarımız vazgeçilmez şehir içi ulaşım araçlarımız idi. Çocukluğumda faytona binmek için can atardım.
Değerli dostlar eskilere doğru azda olsa bir yolculuk yapmak ve o günleri hatırlatmak istedim. Güzel günlerdi çocuklarımızla bu günleri paylaşarak geçmişimizdeki dostlukları onlara intikal ettirebilmek ayda bir akşamda olsa TV lerimizi kapatarak komşularımıza merhaba sohbete geldim diyebilmek arzusu içersinde hepinize hayırlı Ramazanlar diliyor saygılarımı sunuyorum.
Hoşça kalın.
İdris Anarat
 
  • BafraHaber Yorum
  • Mahallemiz ve Eski Günlere Doğru Yolculuk içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0