Çağlar Yıldız’ın aziz hatırasına ithafen

Caglar yildiz in aziz hatirasina ithafen

Yıldızları gökte seyrederdik,

seyre dalardık.

Hayranıydık! 

Karanlıkta parıldayan, uçsuz bucaksız o göğün içindeki parıltıya.


İçinde bir tanesi vardı, o bir başkaydı, bir başka parlardı.

Ülkümüzü, ideallerimizi  öncülüyen, karanlığı aydınlığa eviren o yıldız!


O yıldız ki;

Memleket sokaklarının abisi, amcası, efendisi, heybetlisi, gönül ereni, en sevileni, en merti, en doğrusu…

 

Albayımız!

Rütbesinin büyüklüğü,

Maneviyatının ve gönlünün büyüklüğü yanında küçük, idealizmimizin liderliğinde ise en büyük!


Büyük bir kayıp.

Kimisi abisini, kimisi amcasını, kimisi kardeşini, kimisi dostunu

Herkes bir şeyini kaybetti gidişiyle..


O musalla taşları yok mu?

Pek çok dostu kaldırdık, o soğuk mermerden.

Atsız’ın arkasından İmam efendinin; 

“Nasıl bilirdiniz?” dediğinde, denildiği gibi;

Biz de onun gibi bir dervişi, bu musalla taşından pek az uğurlamıştık.


Sesimizdi, sitemimizdi, gidip bir dağa haykırmak isteyenlerin dağ gibi sığınaydı.

Şimdi gidip bakın o sessizlere;

İçin için sessizce gözyaşı döker içine.


Ülkücü olmak değildi marifet,

Ülkücü kalabilmekteydi meziyet.

O en meziyetlisiydi.

En zor dönemleri sırtlayabilen, gerektiğinde sessizliğe bürünen ama hep orada ülkü ateşini elinde tutandı.


Yılların yükünden

Sırtı hafif eğik, 

Başı hep dik!

Kısa adımlarla, memleket sokaklarını içine çeken,

Haftada bir, belki en geç ayda bir!

Gecikmez, arar… Ama hep ilk önce o arar.


Abilik, amcalık vazifesi de rütbesi gibiydi.

Ülkü ateşi içinde yananların ateşine hep odun atardı.

Sorardı, yoklardı.

Ya Bir bardak çaya çağırırdı ya da bir bardak çayına koşardı.

Çay bahane, bardak bahane…

Bilirdi, bir Er’in bir derviş nasihati zamanının geldiğine.


Yıldız olmak böyleydi!

Hep parıldamak, hep aydınlatmak.


Eylülleri birçok insan sevmez.

Ülkücüler hiç sevmez.

12 Eylül kara bir gün olarak orada duruyorken

4 Eylül’de takvime bir çentik daha atmanın acısının tarifi de olmayacak hiçbir zaman.


Bugün Refik-i Ala’ya kavuştuğu gün.

Bir ülkücünün ölümü sıradan bir ölüm olmaz elbet.

ya sokak ortasında hain bir kurşunla ya secdede başına vurulun bir dipçikle

ya bu davanın çilesinde, yıllarını verdiğin taş medresede yakalandığın amansız hastalıkla

ya da bir cami avlusunda.


Böyle emretmiş Hak!

Şimdi her göğe baktığımızda, her bir yıldızda onu arıyoruz.


Yıldızlar bir uçtan başka bir uça süzüldüğünde artık bir dilek tutmuyor

Çağlar Yıldız’ı arıyoruz.


Bu öylesine bir gidiş ve öylesine bir boşluk ki;

Cami avlularında bir avuç suya muhtaç kalmış çiçeklerden anlayabilirsiniz.


Gönlü ve ruhu hep seninle olan 

Seni seven ve unutmayacak dostların adına…

Albayımız!

Çağlar Yıldız.

Mekanın cennet, Ruhun Şad olsun.


Hamdi Kozil

4 Eylül 2023, Bafrhaber.com

  • BafraHaber Yorum
  • Çağlar Yıldız’ın aziz hatırasına ithafen içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 20
User defaultYorum Id: 190875
05 Ekim 2023
20:25
  • Yorum Id: 190875
  • 05 Ekim 2023
  • 20:25

Allah cc rahmet eylesin mekanı cennet olsun kalbî temiz gönlü temiz güzel insan..

User defaultYorum Id: 188259
07 Eylül 2023
12:14
  • Yorum Id: 188259
  • 07 Eylül 2023
  • 12:14

Gönül dostu davanın sessiz sesi güzel insan çağlar yıldız abimiz mekanın cennet olsun. seni özlüyorum.

User defaultYorum Id: 188138
06 Eylül 2023
14:32
  • Yorum Id: 188138
  • 06 Eylül 2023
  • 14:32

Rabbim mekanını cennet eylesin gönlü güzel adam

Daha Fazla Yorum