Bugün İstanbul`dan Bekir yaşadı, Peki ya yarın

Tam da Bafra’nın kendine has lezzetleri, marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen tarımsal potansiyel detaylarının bilinçsiz hamlelerle zarar gördüğü endişesini taşırken aldığımız bir ileti olayın vahametini net bir şekilde gözler önüne serdi.
   İleti geleceğini taşı toprağı altın şehirde arayan bir Bafralıya ait.
   Bafralılık duruşunu kaybetmemiş bir Bafralıya.

   İleti aynen şöyle:
   “Merhaba sevgili Bafralılar.
   Ben Bekir, Bafra Karaarslan mahallesinde yaşayan ama imkansızlıklardan dolayı şu an İstanbul’da çalışan biriyim...
   Diyeceksiniz bu kadar tanıtmaya ne gerek var evet var çünkü hayat zoruma gidiyor… Dün akşam bir karpuz aldık.
   Kamyonda Diyarbakır yerli karpuz yazıyordu.Karpuzcuya iyisinden vermesini istedik... karpuzcuda bize tadından yiyemezsiniz garanti verdi...
   Sonra bize dedi ki “bu Samsun Bafra karpuzu ama biz Diyarbakır karpuzu diye satıyoruz”
   Evet sevgili yetkililer bu durum iyi bir durum değil çünkü Bafra’nın karpuzu Diyarbakır diye satılıyor bu durum dada Bafra’nın adı büyümüyor...
Bu benim çok zoruma gitti…Her kese saygılarımı sunuyorum...
Allaha emanet olun”

   Üç kuruş kar için,ham karpuzu kesip pazara inen sözüm ona açık gözlere itaf olunur.
   Sizlerde artık elinizde kalan ya da kalacak olan karpuzlarınızı bir kamyona yükler imha edecek yer ararsınız.
   Bafra’nın hak ettiği noktaya gelebilmesinde her kesime görev düşüyor.
O Büyüklerimizin işi ucuzluğundan kurtulmak gerek en başta.
   Ve üzerine düşen görevi de sonuna kadar yerine getirmek gerek.
   Aksi takdirde Bafra için Türkiye’nin ikinci en büyük ovası terimini sadece tanıtım broşürlerinde kullanırız.
   Pirinç ve karpuzda yaşanan benzer durumlar yarın başka tarım ürününde yaşanmayacağını kim garanti edebilir`
   Bu durumda vahlanmanın anlamı yok.
Bir an önce Bafra şapkasını önüne koyup düşünmesi gerek.
   Hal böyleyse ki ne yazık ki böyle,önce kendimizi sorgulamamız gerek.
Bafra’nın hiçbir alanda kaybedecek zerre vakti yokken, böylesi çelişkilere meydan vermek büyük kayıp olur.
   Kim ne derse desin, tarımsal arenada Bafra kendine yer bulmak zorunda. Hal böyle olunca, öncelikle ve özellikle üreticiye büyük görev düşüyor.
   Kaliteli üretmek, Üretimini tarımsal takvime uygun hasat etmek, Pazar aşamasında küçük çıkarlar için, alın terinden ödün vermemek zorunda çiftçi.
   Ne kadar ayakta kalmakta zorluk yaşanıyorsa da uzun vadede de kazanması için bunu yapmak zorunda.
Başka çaresi yok.
   Kaliteli ve bilinçli üretim yapılıyor mu`
Yapılıyorsa ne kadar yapılıyor aşamasında ise,İ lçede bulunan Toprak tahlil laboratuarının yıllık verileri araştırıldığında gerçek kendiliğinden ortaya çıkar diye düşünüyorum.

  • BafraHaber Yorum
  • Bugün İstanbul`dan Bekir yaşadı, Peki ya yarın içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0