Bir çocuk

6 Ekim’de rastladım ona dün gibi hatırlıyorum. Tarih önemli çünkü bir gece öncesi sokaklarda zulme tanık olmuştum sonra bir ara anlatırım. Şimdi konuyu değiştirmek istemiyorum. Dediğim gibi epeyce soğuktu ilk montları giymiştik yine de üşüyorduk malum sıcak yazdan ilk çıkma günler…
Beşyol’daydım, ucuza kemik aldığım bir kasaba yürüyordum, hava kararıyordu. İnsanların kılık kıyafetine hiç önem vermem, yaşımın getirdiği yaşanmışlık  değil bu, gençken de sırtındaki esvapla ölçmezdim karakterleri.
Ama o dikkatimden kaçmayacak şekilde sokağın ortasında adeta ben buradayım diye bağırıyordu.
Çünkü çırılçıplaktı  havaya göre…
Sırtında muhtemelen bir kız çocuğuna ait kırmızı kolları çok bol sıfır kolu bir tişört, ki o kadar boldu koltuk altları ve sırtı görünüyordu rüzgar estikçe…
Altında bir kapri,  bilekleri soğuktan morarmış ve parmakları mosmor şıpıdık terliğin içinde büzüşen…
Kendimi bir anda onun dibinde buluverdim veya o benim dibimdeydi on karış boyu, kocaman masum bakışları, soran gözleri…
__ Oğlum başka kıyafetin yok mu senin deyivermişim.
__ Var teyze deyiverdi o da, gülümsedi…
__Eee giysene çocuğum sonra hasta olacaksın... Evine git hemen dedim… Başını öne eğdi ve
__Anahtarım yok ki dedi…
__Evde kimse yok mu`
__Yok…
__Annen nerde peki`
__Köye gitti. Anahtarı bana bırakmaz O, hep gider, ben arkadaşıma gidiyorum. Orda kalırım bu gece…
Şaşkındım… Kendi hissedeceklerimi anası hissedecek gibi içim yandı ve
__ Oğlum ama  annen arar evi ve  seni bulamazsa merak eder dedim. Haber vermelisin evden başka yerde kalacaksan eğer… Annenin cep telefonunu söyle arayıp söyleyelim. Belki izin vermez başka yerde kalmana…
Bakışları öne düştü…
__ Merak etmez teyze, gelince ben söylerim dedi..
Başkalarının duyamadığı bir müziği dinliyorduk artık beraber. Kah bakışıyor kah önümüze bakıyorduk. Çareler arıyordum beynimde ve itirazlar ediyordu aklım duygularıma.
__ Dur hele dedim. Baban yok mu senin`
__ Var dedi sevinçle…
__ Akşam eve gelmez mi`
__ Gelir ama geç gelir teyze, ben nerede bekleyeyim onu, babam kahvede…
__ Yine de git sen ona haber ver arkadaşında kalacağını, anahtar al üst baş al yarın okul yok mu`
__Yarın okula gitmeyeceğim ki evden çantamı önlüğümü alamam ki bu gece. Bak teyze babam merak etmez ben onu görünce söylerim nerede kaldığımı. Biz bunu hep yaparız dedi çokbilmiş bir dudak büküşle ama o kadar cılız ve küçüktü ki…

Bildiğim tüm küfürlerimi bedduaları mı etsem bilemiyordum… Çevreden geçenler sanki ona bakıyor ve kötülük yapacaklarmış gibi korkuyordum, korunması gerekiyordu, savunmasızdı, o benim yavrumdu ve sarılıp eve götürmek istiyordum. Bir dönem varoş okullarının  birinde öğretmenlik yapan ben çok iyi tanıyordum bu aile yapısını ve bu çocuğu.
Hiç yabancım değildi aslında. Onun gibi nicesi geçmişti elimden. Ölmeyecekti. Bu geceyi de başka geceleri de atlatacaktı biliyorum, hatta yazları muhtemelen çalışıp anasına sigara parası da getiriyor olmalıydı, belki geceleri ayakkabı boyaya çıkıyordu ama ama yine de offf…
__Kaça gidiyorsun sen`
__6. sınıf teyze.
Adını soyadını ve hangi okula gittiğini sordum. Aç olup olmadığını  sordum. Gideceği yerde yemek yememişlerse onlarla yiyeceğini söyledi… Sadece ikimizin duyabildiği o müzik hiç susmuyordu ki. Gel dedim… Peşimden geliyordu iki adım arkamdan.. Beşyol’da pazara giden sokağın yanındaki ana yola saptık. Köşede bir esnaf lokantasına girdik. Adamlar meraklı baktılar, ben ters  baktım. Kime ne deyip hayatı yaşamak gerektiğini öğrendim epeydir…
Ve döndüm çocuğa,
__ Gel döner yiyelim dedim.
__ İstemem döner sevmem teyze dedi ben gideyim.
__ Peki dedim az dur, masada bir kâğıda alelacele ismimi ve telimi yazdım, bak ben falanca yerde oturuyorum,  kolay bulacağı şekilde tarif ettim. Eğer başın sıkışırsa gece veya gündüz fark etmez apartmanın ziline bas ismim yazıyor tamam mı`
Dünyalar onun olmuş gibi gülümsedi güvenle... Bir miktar para verdim az bir şey 7 lira bozukluk çıktı üstümden.
__ Eğer arkadaşların yediyse yemeği kendine bisküvi kırıntı al çocuğum dedim.
__ Yok, teyze bisküvi almam dedi. Ben bu parayı okula harçlık saklarım, simit yemeyi seviyorum. Gülümsedi ve döndü gitti loşlaşan gecede. Ne zaman simit yesem lokmaların boğazımda düğümleneceğini bilmeden gitti.
Şimdi size soruyorum sevgili okurlar, bu öykü burada kalsın mı`

Kader Yılmaz

  • BafraHaber Yorum
  • Bir çocuk içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0