İyi Parti’den İstifa Eden Hamdi Yıldız, Meclis Üyelerini Ve Parti'yi Topa Tuttu!

Hamdi Yıldız;

Proje aday iddiaları için;

"Proje aday" dediler. Ben, resmî ilan edilmiş ilk adayım. Herkes daha aday adayıydı. "Proje aday" ifadesi, çok alçakça ve haksız bir iftiradır. Proje aday para alır. Para alan bir aday, Karadeniz Ereğli’de tersanede çalışmaya gitmez, tatile gider.” 

Partiden ayrılma sebebi için;

“Biz milletimize belediye meclisindeki oylamalarda AK Parti'nin eksik kaldığı sayıyı tamamlamak, her yanlışına oy vermek için söz vermedik. Biz milletimize hizmet, adalet, sevgi, saygı, proje ve eser sözleri verdik.”

Ülkücülüğünün sorgulanması ve geçmiş siyasi hareketleri için;

“Biz MHP ve ülkücü hareketin toplumda efsane olarak kabul edilmiş değerlerine zarar vermedik ve vermemeye gayret ettim. Hiçbir problem tek taraflı değildir. Tek taraflı bakarak hareket etmek de insani ve ahlaki değildir. Bundan sonra da benimle ilgili bu konuda iftiralar atmaya devam eden olursa, bu onun toplamda bu konuda kalite değersizliğini gösterir ve herkes kendine yakışanı yapar diyorum.”

İYİ Parti Bafra teşkilatı ile ilgili olarak;

“...Kısacası seçime hiçbir hazırlığı olmayan bir durumla karşılaştığımı anladım.”

şeklinde açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti’yi ve meclis üyelerinin meclis faaliyetlerini eleştiren #hamdi-yildiz0#, seçimde harcanan paraları da kalem kalem açıkladı.

İşte Hamdi Yıldız’ın açıklamasının tam metni:

Saygıdeğer basın mensubu arkadaşlarım,

Öncelikle sözlerime katılımlarınız için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizleri en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Bugün burada bilinen bir siyasi basın toplantısı anlayışının dışında, sizlerle çok yönlü bir toplantı, açık ve her soruya cevap veren bir sohbet yapmak istiyorum.

Şahsım, herkesin bildiği gibi milliyetçi ve ülkücü bir siyasi gelenekten geliyorum. Yaklaşık 50 yıl gençlik hareketleri ve siyaset mücadelesinde bulundum. Maddi ve manevi her şeyi ortada olan bir insanım. Hiçbir şeyimi de asla saklamadım.

Gençlik yıllarımdan itibaren ülkücü dünya görüşüne sahibim. Bugüne kadar Ülkücü İşçiler Derneği başkanlığı, MHP ilçe başkanlığı, il genel meclisi ve belediye meclis üyeliği görevlerini yaptım. Son seçimlerde ise İyi Parti Bafra belediye başkan adayı olarak seçimlere katıldım.

Saygıdeğer basın mensupları,

Özellikle açıklamak istiyorum. Yukarıda saydığım ve yaptığım görevler sırasında hukuk dışında hiçbir faaliyetim olmadı. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, milletimize, milli ve manevi değerlerimiz ile insan sevgisine inandım. Hizmet ederken hiçbir insanımıza siyasi görüşünü sormadım. Siyasi partisine bakmadım. Sadece insanımızın derdiyle ilgilendim. İnsanlarımıza çare ve yardımcı olmaya çalıştım.

Bu görevlerim ve sonrasında mümkün olduğu kadar hiçbir insanımızı üzecek bir sözüm olmadı. Aksine bazı haksızlıklar karşısında şahsım üzüldü. Buna rağmen başkalarını üzmemeye, onlarla ilgili konuşmamaya dikkat ettim. Bu davranış ve anlayışın nedeniyle hakkımda bazı yanlış düşüncelerin bile olduğuna şahit oldum. Ama bilinmesini isterim ki ben de bir insanım. Üzülmemize neden olan bazı siyasi konular hakkında birkaç söz ifade etmek isterim. Umarım bundan sonra "Yok, merhum Hasan Aslan'ı bıraktı, ondan ayrıldı. Yok, sattı" gibi gerçeklerle yakından ve uzaktan alakası olmayan, sustuğum sürece de yaklaşık 21 yıldır gündeme ısıtılıp ısıtılıp getirilen, adınızın geçtiği zaman sürekli ilave başka iftiralarla devam eden bir durum yaşamaktayım. Bu konuda ilk kez dar kapsamlı birkaç şey diyerek hemşehrilerimin takdirine bırakacağım. Merhum Hasan Aslan Bey'in ailesi ve akrabaları için çok sevdiğim, değer verdiğim ve hukukumuz olan insanlarımız var. Onları üzmemeye her zaman özen gösterdim. Özellikle vefatından sonra 10 yıllık belediye başkanlığı döneminin yanlışları ve eksiklikleri ile değil, yaptığı hizmetler ile hatırlanmasını arzu ettim.

Saygıdeğer basın mensupları,

Hiçbir insanın onuru, gururu ve itibarı, makamı, mevkii, belediye başkanlığı veya milletvekilliği, zenginliği veya serveti yok diye olanlardan aşağı değildir. Bizim bu konularda gösterdiğimiz dikkat ve özeni, bu görevlerin insanları da göstermelidir. Bu olmayınca insan fikren olmasa dahi siyaseten ayrılmak ve gereğini yapmak zorunda kalır. Bir kişi kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı başkasına asla yapmamalı ve söylenmesini istemediği bir sözü başkasına asla söylememelidir. Rahmetli Hasan Aslan başkan, benim başkanı olduğum yönetim kurulumuz tarafından aday gösterildi. İlk defa açıklıyorum: Yönetim kurulumuz adaylık konusunda şahsımın aday olmasını gündeme getirdiğinde Hasan Aslan Bey'in daha uygun olacağı görüşünü dile getirdim. 1994 ve 1999'da kazanılan her iki seçimde de her mahallede konuştum, her evde sohbet ettim, her faaliyeti yaptık. Her arkadaşımızda bir seferberlik ruhu içinde çalıştı. Görev yaptığım sürecin her kararı kayıt ve imzalar altındadır. Bunları konuşmadım ve konuşmuyorum. Bazı insanlar bizi suçlamak, sürekli haber altlarına yorumlar ile iftiralar yazmak yerine, "Ne oldu da 10 yıl birlikte olan, 13 yaşından beri ülkücü olan, MHP'li olan bir Hamdi Yıldız ve benim gibi yüzlerce insan farklı düşündü?" sorusunu sormalı ve cevabını düşünmelidir. Rahmetli Hasan Aslan Bey'in belediye başkanlığına seçildiğinin daha birinci yılında ilçe başkanlığı görevinden ayrıldım. İkbal ve başka şeyler peşinde koşanlar bu makamları bırakmaz. Bu şekilde de düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. 20 yıldır bu konuyla şahsıma haksızlık yapılması doğru değildir.

Bu konuda vefat etmiş bir insan, bir başkan ve büyüğümüz için benim daha fazla konuşmam yakışmaz. Biz MHP ve ülkücü hareketin toplumda efsane olarak kabul edilmiş değerlerine zarar vermedik ve vermemeye gayret ettim. Hiçbir problem tek taraflı değildir. Tek taraflı bakarak hareket etmek de insani ve ahlaki değildir. Bundan sonra da benimle ilgili bu konuda iftiralar atmaya devam eden olursa, bu onun toplamda bu konuda kalite değersizliğini gösterir ve herkes kendine yakışanı yapar diyorum.

Saygıdeğer basın mensupları,

31 Mart 2024 belediye başkanlığı seçimlerinde ilçemizde ittifak olduğundan dolayı MHP'nin adayı yoktu. Bu süreçte İyi Parti'den belediye başkanlığı adaylık teklifi yapıldı. Bafra'mızda hizmet etmek düşüncesiyle bu görevi kabul ettim. Amacım toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir yönetim anlayışı ortaya koymaktı. Vizyoner bir belediyeciliği ortak akıl ile adalet, açıklık, şeffaflık içinde yerine getirmekti. İşsizlikle mücadele, kentleşme, ulaşım, otopark ve trafik, imar, çevre, yeşil alanlar, mimari, sosyal belediyecilik, kültür, sanat, spor, turizm, gençlik, kadınlar, engellilerimiz, şehrimizin dokusu gibi pek çok alanda ihtiyacımız olan projelerimizi hayata geçirmeyi düşündüm. Torpil olmasın, kul hakkı, mülakat, kutuplaşma, parti ayırımı olmasın; adalet, hakkaniyet, liyakat olsun istedim. İsraf değil, tasarruf ile hareket etmeyi planladım. Yapılan hizmetlerin üzerine daha çok hizmet yapmak için düşüncelere sahip oldum. Halisane niyetim bunlardı. Bu amaçlarla yola çıktım. Buna uygun bir belediye meclisi oluşturma düşüncesi taşıdım.

Saygıdeğer basın mensupları,

Ben bayrak, vatan, millet, devlet diyen siyasi partilerimize saygı duyuyorum. Burada ifade ettiğim ve edeceğim görüşlerim siyasi partilerin kurumsal kimliklerine yönelik değildir. Daha ziyade yerel anlamdaki görüşlerimdir. Bu kapsamda değerlendirilmesini rica ederim. Bu siyasi partilerimizde adalet içinde dürüst bir şekilde halka hizmet, hakkın rızasını kazanmak anlayışını esas alan, insanlar arasında ayırım yapmayan, genelde ve yerelde siyaset yapanlar benim için değerlidir. Böyle siyaset yapanlara saygı duyuyor ve hangi siyasi partide olduğuna bakmıyorum. Her partimizde böyle siyasetçilerin artması ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için faydalıdır. Siyasette liyakat, kalite ve hizmet standartını artırır. Ben milletimizden tercihleriyle bu değerlere sahip çıkmasını ve sayısını artırmasını rica ediyorum. Bugün Türk milliyetçileri ve ülkücülerin sayısı onu bulan partilere bölünmesinden de büyük üzüntü yaşıyorum. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğunu görüyorum.

Saygıdeğer basın mensupları,

Seçimlerde İyi Parti'den aday olduğum andan itibaren nasıl bir ortama, nasıl bir şeyin ve cenderenin içine düştüğümü, beni ne tür manevi zorlukların beklediğini, nasıl bir kaos olduğunu gördüm.

Gençlik kolları ve gençlik yoğunluğu yoktu.

Üye sayısı yok denecek kadar az ve iletişim bilgileri dahi yoktu.

Zaten kadın kolları yapısı bulunmuyordu.

Kesinlikle bir araya gelemeyecek hale gelmiş, pek çok parçaya bölünmüş eski ve yeni başkan ve yönetici arkadaşlarımız vardı. Bu tespitimin doğruluğunu süreç içerisinde gördüm.

Baştan beri uyarmama, hazırlık yapın dememe rağmen sandık kurulları, müşahitleri ve bina sorumluları inanılmaz eksikti. Seçim günü hangi sandığa gittiysem, hangi binaya girdiysem bunun çok net ve büyük oranda eksik olduğunu gördüm.

Seçim sonuçları geldiği akşam elimize ulaşan ıslak imzalı sayım tutanağı sandık sayısının ancak yüzde yirmisi kadardı. Sandık sayılarının yüzde sekseninin tutanakları yoktu.

Yönetim kurulu üyelerinin önemli bölümü geçmişten gelen çeşitli kırgınlıklar nedeniyle seçim çalışmalarına katılımda eksikti.

Kısacası seçime hiçbir hazırlığı olmayan bir durumla karşılaştığımı anladım.

Bir kere yola çıkmıştık. Tüm zorluklara ve yokluklara karşı mücadele etmek benim görevimdi. Kimseyi kırmadan eksikleri gidermeye çalışarak kısa bir sürede teşkilatlanma sağlayarak gönüllülerin katılımı, kadınların katkıları ve hemşehrilerimin destekleriyle mesafe almaya gayret ettik.

En uzun süren seçim çalışması yapan adaydım. Fakat poster asmak, afiş asmak, broşür dağıtmak, seçim araçlarını koordine etmek dahil teşkilatın hazırlıklı olarak yapması gereken çalışmaları dahi kendimin ve az sayıda fedakar kardeşlerim, gönüllü insanımızın katılımıyla yaptık. Seçim programları, ziyaretler ve büroları için şahsımın ve aynı ekiplerin dur durak bilmeden gayretleri oldu. Esnaf ziyaretleri, 100'den fazla köyümüzde ve şehir merkezimizde konuşan insanlarımızla beraber olduk. Bütün bunların yanında rekabetçi bir bütçeden mahrum olarak bir de iktidar gücü ile mücadele eden bir seçim dönemi yaşadım.

Ben bu adaylık sürecinde 140 mahallemizdeki konuşmalarımda, binlerce esnaf ziyaretimizde, radyo programlarımızda, sosyal medya paylaşımlarımızda bazı sözler verdim. O günlerde hep birlikte bu sözlere uygun bir duruş sergilendi. Projeler ortaya koyduk. Adalet, kucaklaşma, tasarruf, dürüst siyaset, açıklık, şeffaflık dedik. Kimsesizlerin kimsesi olalım, israf olmasın, ortak akıl, yeni bir sosyal belediyecilik yapalım dedik. Allah'tan başka kimseden korkmadan Baframızın ve insanlarımızın gerek Samsun'da gerekse Ankara'da hakları için çalışırız dedik. Kısacası sözler verdik. Halkımız bize büyük destek verdi. Seçimlerde ikinci olduk. 6 arkadaşımız belediye meclis üyemiz seçildi. Seçim döneminde bu sözlerimin altına imza atan belediye meclis üyelerimiz ile ilçe teşkilatımızın seçimden sonra da bu imzalarına sahip çıkmalarını beklemek benim en doğal hakkımdı. Ne yazık ki böyle olmadı.

Saygıdeğer basın mensupları,

Bizim seçim döneminde imkânlarımız yeterli değildi. Bunu hepiniz takdir edersiniz ki ülkemizin siyasi konjonktürü de farklıydı. Karşımızda 22 yıllık iktidarın hem yerel gücü hem de hükümet gücü vardı. İYİ Parti, genelde Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki stratejilerin sıkıntısını yaşadı ve yerel seçimlerde de çok zıt bir strateji uyguladı. Bu nedenle yerelde de büyük bir kargaşa ve zayıflığın içindeydi. Hem parti olarak kendi oylarımızdan mahrum kaldık, hem gelecek olan bazı oylar gelmedi hem de sandığa katılım az oldu. Ayrıca bizim dağıtacak nakit paramız yoktu. Milyonlarca liralık market kartlarımız, on binlerce yardım kolimiz yoktu. İnsanlarımızın bu yerel imkânlara ihtiyacı vardı. Bürokrasi baskı altındaydı. Kısacası her türlü güce ve her türlü zorluğa rağmen seçimlerde ikinci parti olduk. Halkımız bize sahip çıktı. Bir kez daha Bafralı hemşehrilerimize çok teşekkür ediyorum.

Ne yazık ki seçimlerden sonra gerek ilçe teşkilatının yöntemsel anlamdaki kucaklayıcı olmayışı, gerekse belediye meclis çalışmalarında doğruya doğru, yanlışa yanlış deme noktalarında endişe verici gelişmeler ve milletimize hizmet için zararlı bulduğum kararların varlığına şahit olmanın üzüntü ve rahatsızlığını yaşadım.

Başta bazı imar uygulamalarına destek verilmesi, belediyenin denetlenmesinin göz ardı edilmesi, ciddi ve fahiş hataların olduğuna inandığım güneş enerji sistemleri projesine onay verilmesi, personel alımlarındaki adaletsizlikler, belediyedeki hizmet yoksunluğu, israf, gelir ve giderlerin denetlenmemesi, ihalesiz atık toplama ile belediyenin zarara uğratılması, bir türlü yapılmayan yollar, belediyenin partizanca bir anlayış içinde yönetilmesi gibi toplumun ortak şikayetlerinin parti teşkilatı ve pek çok meclis üyesi arkadaşımız tarafından dikkate alınmaması, hiçbir şekilde istişarelerin yapılmaması beni üzmüştür.

Ben seçimler sırasında halkımıza hangi sözleri verdiysem, nasıl bir duruş sergilediysem her zaman arkasındayım. Fakat yaklaşık 10 aydır bu sözlerin ve duruşların dışında bir parti yönetim anlayışına şahit oldum. Yönetim kurulu üyelerinin olmadığı grup toplantıları ile parçalanmış bir meclis üyeliği ve kararlarıyla karşılaştık.

Biz milletimize belediye meclisindeki oylamalarda AK Parti'nin eksik kaldığı sayıyı tamamlamak, her yanlışına oy vermek için söz vermedik. Biz milletimize hizmet, adalet, sevgi, saygı, proje ve eser sözleri verdik.

Milletimiz bize seçimler sonucunda muhalefet, denetim, çözüm önerisi getirme görevi vermiştir. Bunun yapılmadığını görmüş olmaktan üzüntü duyuyorum. Bu şartlar ve anlayışın değişmesi için samimi gayretlerim sonuç vermemiştir. Bu nedenle İYİ Parti’den istifa etmeye karar verdim.

Bafra için, insanlarımız için, yanlışlara yanlış demek, adaletsizlik ve haksızlıkları dile getirmek için, mazlumun yanında olmak, yenilen kul haklarını söylemek, partizanlığı ve israfı anlatmak için verdiğim mücadeleyi Allah'ın izni ve yardımıyla tek başıma da olsam devam ettireceğim. Bizim kimseden korkumuz yoktur. Korkumuz sadece Allah'tandır.

Yiğit ve mert insanların, çalışkan ve misafirperver insanların, adaletli ve merhametli insanların, hayırsever ve kalbi güzel insanların yaşadığı Bafra'mızın çok daha iyi hizmetlere sahip olması gerektiğine inanıyorum. Belediye meclisindeki İYİ Partili meclis üyelerimizin görevi, adalet, Bafra'ya hizmet, torpile, haksızlıklara ve yanlışlıklara karşı çıkmaktır. Belediye Başkanı Hamit Kılıç’ın Bafra için getirdiği doğru projelere elbette destek verilir. Ama yanlışlarını dile getirip reddetmek, Bafra problemlerine çözüm önerileri ve projeler sunmak, komisyonlarda adalet içinde görev yapmak ve denetim yapmak gerekirdi. Ne yazık ki bazı belediye meclis üyelerimizin bu görevlerini yapması dahi engellenmiştir.

Saygıdeğer basın mensupları,

Yaptığım bu açıklamada yer alan sebeplerden dolayı İYİ Parti’den istifa ettim.

Bu vesileyle, bütün bu şartlar altında bir seçim dönemi geçirdik. Bu süreçte bize destek olan, oy veren hemşehrilerime, gönüllü arkadaşlarıma, fedakâr kadın kardeşlerimize, her zorluğu aşmaya çalışan, seçimlerde görev alan Bafra sevdalısı gençlerimize, İYİ Parti ailesinin mensuplarına, meclis üyesi adaylarımıza çok teşekkür ediyorum.

Bir kere daha ifade etmek isterim ki:

Seçimlerden sonra ilçe başkanlığına, seçimler sırasında partisel olarak gördüğümüz tüm eksiklikleri ifade ettim. Bunları gidermek için görüşlerimi söyledim. Bafralı hemşehrilerimize verdiğimiz sözlere göre belediye meclisi toplantılarında hareket etmek, Baframıza hizmet için her türlü gayreti göstermek istedim.

Ne yazık ki bu gayretlerimden hiçbir düzeyde sonuç alamadım.

Birçok insan seçim dönemi harcamalarını konuştu. Buradan açıklıyorum:

Ailem ve çocuklarım, krediler çekerek seçim sürecinde 2.350.000 TL nakit harcama yapmıştır.

Meclis üyelerimiz 600.000 TL katkı yapmıştır.

Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Nilay Tüfekçi hanımefendi, bir seçim minibüsü ve 7 büyük pankart desteği vermiştir.

Genel merkez, il ve ilçe teşkilatından bir tek lira destek gelmemiştir.

Sesli seçim araçlarını ise gönüllü insanlarımız tutmuştur.

Benim her şeyim açıktır.

"Proje aday" dediler. Ben, resmî ilan edilmiş ilk adayım. Herkes daha aday adayıydı. "Proje aday" ifadesi, çok alçakça ve haksız bir iftiradır. Proje aday para alır. Para alan bir aday, Karadeniz Ereğli’de tersanede çalışmaya gitmez, tatile gider.

Hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Sizlerin vasıtasıyla tüm hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Bafranın haberi, bafra