Bafra Eğitim Sen Kadın Sekreterliğinden 8 Mart Kadınlar Günü Açıklaması

Kadınların yaşadığı sorunları dile getiren Bafra Eğitim Sen Kadın Sekreteri Gülay Demirci basın açıklamasında şunları söyledi:

Sevgili Kadınlar,

Her gün en az üçümüz fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddete uğruyor, erkekler tarafından katlediliyoruz. Etkisiz politikalar nedeniyle her gün bir kadın daha eksiliyoruz. Bizlere müjde diye sunulan esnek çalışma biçimleri ile çalışma yaşamının dışına itiliyor, güvencesiz hale getiriliyoruz. Salgın hastalık koşulları, kadınların yükünü daha da arttırıyor. İşyerimizde, sokakta, evde; mobbinge, tacize, maruz kalıyor ve bizlere dayatılan toplumsal cinsiyet rolleri içine sıkıştırılıyoruz. Kararlarımız, farklılıklarımız, renklerimiz hatta kahkahamız yok sayılıyor; ne giyeceğimizden nasıl yaşayacağımıza kadar makbul kadın tanımlaması içine sokulmaya çalışılıyoruz. Kadın üniversiteleri, pembe otobüs gibi uygulama ve fikirlerle yaşamlarımız ayrıştırılıyor hatta toplumdan tecrit edilmek isteniyoruz. Son zamanlarda ise kadın sığınma evleri, kadın danışma merkezleri kapatılıyor. Biz kadınlar açısından yaşam güvencemiz sayılabilecek İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açılıyor. Ancak biliyoruz ki; her şeye rağmen yaşamlarımızı ve dünyayı hep birlikte değiştirebilir, dönüştürebiliriz. Kadına şiddet, salgın hastalık döneminde bile hız kesmeden sürüyor. 2021 yılının ilk iki ayında 67 kadın katledildi. Daha birkaç gün önce Samsun şehir merkezinde bir kadın eski eşi tarafından saldırıya uğradı.

Biz kadınlar; 

Baskılara boyun eğmiyor, yeryüzünün her yerinde direniyor, yeniden diriliş tarihi yazıyoruz.

Örgütleniyor, özgürleşiyor, özgürleştiriyoruz.

Yaşamlarımıza emeğimize, bedenimize, kimliğimize sahip çıkıyoruz.

Şiddete, tacize, tecavüze, cinsiyetçiliğe, eşitsizliğe, ırkçılığa karşı birlikte direniyoruz.

Doğamıza, toprağımıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkıyor; doğa benim, yaşam benim, ben kadınım diye haykırıyoruz, laik, özgür, eşit ve barış içinde bir dünya istiyoruz.

Biz kadınlar;

Doğum izinleri 24 haftaya çıkarılmasını, 

Süt izninin kullanımı önündeki keyfi engellerin kaldırılmasını, 

8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılmasını, 

50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evleri kurulmasını, kapatılan kamu kreşlerinin açılmasını,

Kadın ve Eşitlik Bakanlığının kurulmasını, 

Esnek-güvencesiz çalışma uygulamasına son verilmesini; güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları ve eşit işe eşit ücret sağlanmasını,

İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen kalıcı düzenlemelerin yapılmasını,

Etkili bir soruşturma mekanizması kurulmasını ve caydırıcı cezaların tanımlanmasını, 

Kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve ayrımcılığı önleyici yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyoruz.

İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmeler etkin şekilde uygulanmalıdır.

8 Mart 1857’te New York’ta kadın işçilerin uzun çalışma saatlerine, kölelik koşullarına karşı direnirken katledilişlerinin 164. yılında itirazlarımızla, isyanımızla, mücadele inadımızla alanlarda buluşalım. 

Çünkü SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ, DEĞİȘTİRECEK GÜCÜMÜZ VAR!

Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!

Bafranın haberi, bafra