Şu Bafra'nın evleri

Su bafranin evleri
Bafra Belediyesi 1868 yılında kurulduğunda, Samsun’da belediye teşkilatı kurulmamış ancak takip eden 1869 yılında, şimdi vilayetimiz olan Samsun’da belediye teşkilatı kurulabilmiş.

Belediyeler bir şehrin gelişip korunmasında her zaman gereklidir. Belediyesi olmayan bir şehrin düzenli gelişmesi mümkün değildir.

Osman Efendi Bafra’nın ilk belediye başkanı, Bafra’da düzenli gelişmenin de mimarı olmuştur. Onun zamanında Bafra’da kesme taştan yapılmış yollar, çeşmeler, düzenli bahçeler ve mezarlıklar oluşturulmuş. Sonra ki Belediye Başkanları da onun yolundan gitmişler.

Bu durum Bafra’ya ilk su tesisatını döşetip evlere su getiren Bafra’nın efsanevi belediye başkanı Ali Kale’nin zamanına kadar da sürmüştür.

Başkanın getirdiği su o kadar kaliteli olmuş ki; şişelenmiş suların yeni çıktığı dönemlerde Bafra halkı şişe suyunu tercih etmez, “Ne içersiniz” diye sorulduğunda “Ver bir Ali Kale suyu” derdi.

Unutulmaz Başkan 1955-1973 yılları arasında tam 18 yıl kesintisiz belediye başkanlığı yaparak Bafra’da kırılması mümkün olmayan bir rekora imza atmıştı.

Ben şanslıydım onun belediye başkanlığını en iyi yaşayanlardan biriydim. Başkanlığı bıraktığında 11 yaşındaydım. Deniz kenarında olmayan Bafra’ya ta o yıllarda yüzme havuzlu turistik tesisleri kazandırmıştı. Bugün bile hayal edilemeyen bu duruma o zamanların modern Bafra halkı çok kısa sürede adapte olmuştu.

Gençler gündüz tramplenli havuzda yüzüyor, akşamları ise havuz kenarında ya çaylarını içiyor ya da aileleriyle birlikte yemeklerini yiyorlardı. Tesislerde nişan ve düğünlerde yapılıyor, dışarıdan gelen misafirler motel odalarında konaklayabiliyorlardı.

Büyük başkan çok girişimci olmasına rağmen kaçak yapılaşmaya ve apartman yapımına asla izin vermiyordu.

Bunun güzelim Bafra’yı bitireceğini ta o günlerden görmüş, kaçak binaların yapılması durumunda elektrik ve suyu kesinlikle bağlatmayacağını her defasında söylemişti.

Vatandaşın biri bu uyarıları dikkate almamış kaçak olarak yaptırdığı eve yıllarca elektrik ve su bağlatamamıştı.

Başkan neden bu kadar ısrarlıydı?
Onu ancak bugünkü taş yığınları arasında yaşayan Bafralılar bilebilir.
O dönemde bir İtalyan şehrinden hiç farkı olmayan Bafra’da öyle güzel bahçeli evler vardı ki, korunabilseydi ikinci değil birinci Safranbolu bile olabilirdi.

Benim çocukluğuma denk gelen yıllarda Bafra’da hiç apartman yoktu.
Evler 4 sitilde yapılmıştı.
En görkemli olanları pişmiş tuğladan üzeri sıvalı iki katlı olanlardı. Bu evlerin içi o kadar kullanışlıydı ki yatak odalarında gömme banyo, duvarlarında havalandırma delikleri, kendine özgü hamamı, evlerin altında çok kullanışlı odunluk, geniş bir mutfak, ikinci kata çıkmak için tırabzanlı merdiven, yüksek sayılabilecek çok güzel boyanmış kapılar, ahşap kaplı tavan, çok kullanışlı ferforjeli pencereler ve olmazsa olmaz rengârenk çiçekler ve meyve ağaçlarıyla dolu bakımlı bahçe.

Bu evlerin konuşlandığı mahalleler ise, İsmetpaşa, Hacınabi, Gazipaşa, Büyükcami ve Gazipaşa Mahalleleriydi.

Bir diğer ev modeli ise tamamen ahşaptan yapılmış olanlardı. Bugün onlardan sadece bir tanesi duruyor. Herkesin bildiği gibi Hacıbaşların Konağı bu örneklerden bir tanesidir. Bugün yaşadığımız evler birkaç yılda dökülüyordu da onlar, nasıl neredeyse yüzyıl ayakta kalabiliyor anlamak mümkün değil. O ahşap ev sanki dün yapılmış gibi görkemli bir şekilde ayakta duruyor.

Bir başka ev sitili de Bağdadiye denilen evlerdi. Evlerin duvarları son derece dar ve uzun çıtaların birbirine çakılıp arada boşluk bırakılması ve bunların içine harç doldurulmasıyla yapılır. Dışı da yine sıva ile sıvanırdı. Bu evlerin en büyük özelliği ise kışın serin yazın sıcak olmasıydı.

Yine aynı özellikleri taşıyan kerpiç evlerde Bafra’da oldukça yoğun şekilde bulunan evlerdi. Balçık ve samanın karıştırılmasıyla kalıplara dökülen tuğlalar kuruması için güneşe bırakılır. Evlerin duvarları da bununla örülürdü. Tüm bu evlerin çatıları ise oluklu pişmiş tuğladan yapılan kiremitlerle kapatılırdı.

Daha sonraki yıllarda düz ve şekil olarak desenli ve çok gösterişli Marsilya kiremitleri de çatılarda kullanılacaktı. O zamanlar ülkemizde bu tip kiremitler imal edilemediğinden bu kiremitler Fransa’dan ithal ediliyordu.

İşyerlerinin mimarisi biraz daha farklıydı. Binalar yine iki katlıydı ama pencerelerin dışında kare şeklinde Ünye taşından bir çerçeve olurdu. Bu binaların mimarisi gerçekten çok güzeldi.

Ali Kale’nin belediye başkanlığı 1973 yılında bitiyor Bafra’da apartmanlar devri başlıyordu. İlk apartman eski tütün tüccarlarından Himmet Karaçocuk tarafından 5 katlı olarak Gazipaşa Mahallesindeki Hükümet Caddesi’ne yapılacaktı.

Bu ev Bafra’da hala Himmet’in Apartmanı olarak anılmaktadır. İkinci apartman ise onun tam karşısına babam tarafından 1974 yılında yapılacaktı.
Süreç hızlanacak o güzelim çiçekli bahçeleri olan evler birer birer yıkılacak. Katliam başlayacaktı. Artık ne bahçe ne de çocukların oyun oynayabileceği yerler olmayacaktı. Ağaçlarda katliamdan nasibini alacak o günlerde sıkça bulunan tropikal palmiye ağaçları tümüyle yok olacaktı. Bazı tropikal ağaçlar o kadar farklıydı ki gövdeleri sanki siyah tülle kaplıydı. Biz o tülleri koparıp kendimize takma bıyık yapardık.
Artık hiçbir komşunun çalınacak meyve ağaçları yoktu. Sarmaşık gülleri, hanımelileri, sümbülleri, aslanağzı çiçeklerini çocuklara Google’den bulup göstereceğiz. Hepinize kolay gelsin hoşça kalın.
Recep Yılmaz
 
  • BafraHaber Yorum
  • Şu Bafra'nın evleri içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0