Mısır Sürgününde 7 Yıl

Neyzen Tevfik çok sevdiği vatanından uzaklara gitmeye artık kesinlikle karar vermiştir. İstanbul’dan İzmir’e giden bir gemiye biner. İzmir limanına demir atılınca bir tayfa vasıtasıyle İzmir’de olan annesine haber gönderir. Annesi gemiye gelerek onu ikna etmeye çalışsa da fikrinden vazgeciremez. Oğlu Tevfik’e yanında bulundurduğu bir miktar parayı vererek vedalaşırlar.
Kıbrıs Larnaka limanında gemiden iner. Padişahın gazabına uğrayan Nafia Muhasebecisi Sadi Bey’in Larnaka’da yaşadığını öğrenmiştir. Neyzen’i çok seven Sadi Bey’in yanında 1 ay kalır ve bir İngiliz Vapuru ile İskenderiye’ye hareket eder. İskenderiye onun için tehlikelidir trenle zor bir yolculuk sonunda Kahire’ye gelir.
Kahire’ye gelen Jön Türklerin ilk uğrak yeri olan Kayserili Artin Karakaş Efendinin çalıştırdığı mağazayı bulur. Artin Efendi Müzik sever ve sanatcıya değer veren bir kişidir. Neyzen’i de çok sever..
O yıllarda Gramofonun ilkel bir modeli olan ve kovan adı verilen taş plak çalan bir müzik aleti için kovan doldurmaya başlayan Tevfik Mısır’da tanınmaya başlamıştır. Mısır’da kulüp çalıştıran Kirkor Ağa isimli bir zat ney üfleyişini çok beğendiğinden Neyzen Tevfik’i  kulübüne sık sık davet etmeye başlar. Çok lüks olan bu gazinoda ülkelerinden kaçmakta olan  Hüseyin Siret, Ethem Ruhi, Babazade Hikmet, Doktor Kerim Sebati, Mahir Sait gibi Türklerle tanışır ve dost olur.
Çok lüks hayata alışık olmayan Neyzen bazen bu nadide insanlardan kaçar ve kahvehanede tanıştığı Ömer Şevki isimli kişi ile meyhaneler, kumarhaneler, batakhaneler ve esrar çekilen kale dipleri serserilerin yaşadığı tüm ortamları tanır. Bir bakmışsın zengin, kültürlü edebi bir toplulukla beraber bir bakmışsın batakhanelerde yaşayan gariban, serseri ayyaş insanlarla beraber.
Mısır’da Türkiye’de kazanamayacağı kadar çok para kazanmasına rağmen hiç para biriktirmeden fakir,fukara, gariban, yoksul herkese yardımda bulunur.
Balkan gazetesi sahibi Avukat Ethem Ruhi Prens Mehmet Ali Paşa ile tanışmasına vesile olur. Paşa konağına sıkça davet edilir, Paşa ona ikramlarda bulunur ve gönlünü hoş eder.
Mısır’dayken Kahire Mevlevihanesi’ni  sık sık ziyaret eder.
Neyzen Tevfik Mısır’da yaşadığı 7 sene boyunca aynen İstanbul’daki hayatına benzer bir yaşam sürmüştür. Bir bakmışsın sultanların paşaların gözdesi, zenginlerin beylerin dostu, ediplerin sanatcıların arkadaşı. Bir bakmışsın batakhanelerin, esrarkeşlerin serserilerin gülü. Yaşamı boyunca tek düzen bir hayat ona sıkıcı gelmiştir.
Duysun aşkın elindeki rebabı,
Okunsun alnında çile kitabı,
Neyzen gibi günahının hesabı,
Mezara girmeden sorulmuş olsun…
 
Zaman zaman İstanbul’dan dostları gelir sohbet ederler. Yine böyle bir akşam çok içer ve İzmirli bir kadının işlettiği geneleve gider çok sarhoş olduğundan kapıdan geri çevrilir. Yanında bulundurduğu tek patlar tabancayla havaya bir el ateş eder. VE işte Mısır hapishanelerinide bu vesile ile tanıyacaktır.
Şair Eşref Mısır’a geldiğinde iki ay kadar Neyzen’in misafiri olur.
Mısır’da Şair Eşref ile sıkca görüşür. Onun şiirlerini hicvini çok sever .
Neyzen Tevfik Lübnanlı Feride adında bir kadınla tanışır. Hiç kendisini bulmayacağına inandığı Aşk ile burada tanışır. Neyzen aşıktır.Gönlünün hükmüne karşı çıkamaz. Feride’nin Lübnan’a dönene kadar devam eden bu duygusallık ayrılıkla sona erer. Ayrıldıktan sonra 2 ay İskenderiye batakhaneleri, esrarkeşlerin bulunduğu yerler, meyhanelerde dolaşır.
Şair Eşref’in telkinleri ve dostluğu ile bu günleri atlattığını söyler.
Abdulhamit ve istibdata ağır sözler şiirler yazmaya başlar. Mısır’da bir gazetede yayınlanan bir şiirden dolayı  idam cezasına mahkum edilir. Mısır’ın kuzeyinde Kahire’ye birkaç saat uzaklıkta bulunan Bektaşi dergahında günlerini geçirmeye başlar. Tekkede dertleştiği ve dost olduğu bir köpeğe “çakaralmaz” adını verir ve yanından ayırmaz.
Yıllar akıp geçmekte lakin Neyzen Tevfik artık özlem içersinde Türkiye gözlerinde tütmekte. İçindeki duygular sınır tanımayacak kadar gurbetin açısına katlanmayacak safhaya gelmiştir. Onu ne para, ne lüks hayat, ne edipler sanatçılar şairler teseli edemez. Vatan burnunda tütmektedir.
23 Temmuz 1908 2.Meşrutiyet ilan edilmiştir...
Önümüz haftaya  Türkiye’ye dönüş ve ölümüne kadar geçen yaşamını anlatmaya çalışacağım. Değerli okuyucular sizleri sıkmadığım ümidi ile şimdilik hoşcakalın…
İdris Anarat
30 Mayıs 2015

  • BafraHaber Yorum
  • Mısır Sürgününde 7 Yıl içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0