Kazakistan 4

Saat 11.30`da Türkistan yolu üzerinde bulunan El Farabi müzesinde Müze Müdürü ve yetkililer tarafından Resmi bir törenle karşılandık. Müze gezdirildi ve tanıtımlar yapıldı. Burada yine talep üzerine kaleme almış olduğum Kazakistan adlı şiirim okundu. El Farabi müzesinde sergilenmek üzere bu şiirimin bir nüshası talep edildi. Bu jest beni ve ekip arkadaşlarımı çok memnun etti. Sayın Müze müdürü müzeyi ziyaret eden ilk Türk kafilesi olduğumuzu dile getirdi. İkramlarda bulunuldu ve konuşmalar yapıldı.

Müzeden çok iyi ve temenniler edilerek ayrıldık ve saat 14.00 gibi Ahmet Yesefi  hazretlerinin hocası Arslan Bab Türbe ve külliyesinde Külliye Müdürü ve yetkililer tarafından karşılandık. Büyük bir saha üzerine kurulmuş ve tüm özellikleri ile korunmuş olan külliye bizleri çok sevindirdi. Yine TİKA tarafından burada yapılan düzenlemeler bizleri gururlandırdı (Hizmet binaları, lavobalar, WC’ler. vs.) Bu hizmetlerden yetkililer ve ziyaretciler çok memnun oluyor ve bunu bizlere gururla anlatıyorlar. Arslan Bab türbe ve külliyesinde gezildikten sonra yemekhanede bizlere ikramlarda bulundular. Konuşmalar yapıldı, Kural Kömek ve yetkililer tarafından Yine Kazakistan şiirimin okunulması istenildi tabiî ki zevkle okudum ve teşekkürlerimi bildirdim.
Saat 15.30 gibi Moğollar tarafından baskına uğrayan ve Türklerin ilk göçlerinin başlamasına neden olan Oturar şehrinin talan edilerek büyük katliam yapılmasıyla yok edilen bu şehrin yapılan arkeolojik kazılar sonunda kalıntılarının bulunduğu Oturar şehrini ziyaret ettik.

Saat 17.30 Hoca Ahmet Yesefi türbe ve külliyesi ziyaret edildi yetkililer tarafından karşılandık külliyenin her yeri tek tek izah ederek bilgiler verildi. Kazak ulusal TV tarafından röpartajlar yapıldı .Şiirler okundu. Hoca Ahmet Yesefi Külliyesi tüm özellikleri ile ayakta durmakta olup Kazakistan halkı ve diğer Türki devletler tarafından çok kutsal topraklar olarak kabul ediliyor. En çok dikkati çeken 2 tonluk su kazanı, bu kazan Stalin tarafından buradan alınıp Rusya`ya götürülmüş fakat bağımsızlık kazanıldıktan sonra Kazakistan Cumhurbaşkanı sayın Nazarbayev tarafından alınarak yine Türkistan Ahmet Yesefi Hoca`nın külliyesinin getirilmiştir.
Rehberimizin bizlere anlatmasına göre Türkistan Sovyetler zamanında çok saldırılara uğramış, bombalanmış lakin Türbe üzerine atılan hiçbir bomba buraya zarar vermediği gibi hepside havada patlamış. Bu ilahi duygular ve memnuniyetle Pir-i Türkistan`ın huzurundan ayrıldık...

Saat 22.00 Çimkent’e döndük ve  Kazak düğününe katıldık. Çok müthiş bir şekilde karşılandık ve ilgi gördük. Resmi bir ziyaret olması hesabı ile bizlere verilen bilgi dahilinde sahneye davet edildik konuşmalar yapıldı hediyeler verildi ve talep üzerine yine KAZAKİSTAN şiiri okundu ve tekrar masamıza geçmeden düğünü terk ettik. (Resmi kişiler konuşma yaptıktan sonra  onların adetlerine göre takrar masaya geçilip devam edilmez imiş)


Kazak Türkleri adet ve törelerine çok bağlı Atalarının emanetine önem veren ve onu çocuklarına devredip yaşatmaya çalışan bizlerinde gönlünü fetheden kardaşlarımız.
15 Aralık 2015 günü yine sabah erken saatlarde otelimizden ayrıldık. Kural Kömek ve diğer yetkililer bizleri Shimkent (Çimkent) havaalanından uğurladılar. Kural Bey Kazakistan şiirimi kazak diline çevirip bestelemek isteğini bana bildirdi, bu kadar beğenilmesi elbette bizleri çok gururlandırdı. En kısa zamanda yeniden görüşmek dileği ile ayrıldık.
Sevgili okurlar, Kazakistan gezimiz böylece son buldu. Kazakistan`da gittiğimiz her yerde büyük bir çoşku ve sevgi ile karşılandık ve öylede uğurlandık.
Bizlere bu imkânı sağlayan başta TİKA`ya (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı), Tokat Kültür Derneği, Kümbet Altında Edebiyat Dergisi`ne, Bafra Musiki Cemiyeti Başkanlığına ve  emeği gecen tüm kurum, kuruluş ve kişilere teşekür ediyorum.
Beraber yol arkadaşlığı yaptığımız değerli arkadaşlarım Fatma Hatun Esen, Mehmet Sabri Kılıç, Münevver Düver, Sevil Piriyeva, Nergiz Davidova, Ebru Yıldırım sizlerle yolculuk yapmak çok güzeldi. Fikir ve düşüncelerinizden çok faydalandım.
Bizleri Kazakistan`da ağırlayan başta Kural Kömek olmak üzere tüm Resmi kurum ve kuruluşlara, cemiyetlere, derneklere, Kazak halkına teşekkür ediyorum.
Kazakistan şiirimi sizlerle burada paylaşmak istiyorum.

KAZAKİSTAN
Orta Asyanın nazlı gülüsün sen
Türk yurtlarında ötüşen bülbülüsün sen
Bozkırsın, tanrı dağısın turan ovasısın sen
Kurban olam toyuna senin ey Kazakistan...
İbrahim Şeyh ile Kara saç anadan geldi dünyaya
Tüm alemi islama öğretti edep ile haya
Selam olsun piri Türkistan Ahmet Yesevi hocaya
Kurban olam toyuna senin ey Kazakistan...
Selam getirdim sizlere Anadolu erlerinden
Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş-i pirlerinden
Sana gönlünü açan, kardaş diyen türk ellerinden
Kurban olam toyuna senin ey Kazakistan...
Ne çileler, acılar geldi geçti sineye çektin
Usanmadan bıkmadan sevgi tohumları ektin
Kıştavdan sonra çaylav dedin yaylaya gittin
Kurban olam toyuna senin ey Kazakistan...
Unutmadın asırlarca aslına bağlı kaldın
Gönüller titreten nice Şair yazarlar verdin
Türklerin şair yazar aydınları diye kapını açtın
Kurban olam toyuna senin ey Kazakistan.
“Bir amaç, bir hedef, bir gelecek” ne güzel sözler
Kutluyor Nazarbayevi tüm yazar ve şairler 
Bafralı İdris` ten Kazakistan`a selam ve sevgiler
Kurban olam toyuna, yoluna senin ey Kazakistan...
İdris Anarat 05 Aralık 2015 Bafra
 
Değerli okurlarım yeni yazılar yeni yüzler ve yeni hatıralarla tekrar birlikte olmak dileği ve arzusu ile şimdilik hoşcakalın.
İdris ANARAT

  • BafraHaber Yorum
  • Kazakistan 4 içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0