İçimizde Saklı Bir İnci Var

Günümüzde hukuk devletinin özlemini çekip, yokluğuna haykırırken, insanlık hukukumuza ne olduğunu hiç düşündünüz mü? İnsanlık kalitemizi kaybedip, yabancı kendimizle yaşamayı nasıl da benimsediğimizi, yürekten yaşamayı unuttuğumuzu, hayatı nasıl da çekilmez bir kavgaya dönüştürdüğümüzü, bizi pek çok kötülükten koruyan değerlerimizi bir çırpıda nasıl da kaybettiğimizi, nasıl bu kadar vahşileştiğimizi düşündünüz mü?
Ben bugünlerde hep bunu düşünüyorum etrafımda olup bitenleri gözlemledikçe. Ve insan doğmuş olmanın insan olmak için yeterli olmadığını düşünüyorum.
Eskiden her şey ne kadar güzelmiş. Dürüstlüğün mücevhere dönüşmediği, yalakalığın önde gittiği, her şeyin kokuşmuş bir çark içinde döndüğü, sahte yüzlerin içinde yüzdüğü, dolandırıcıların cirit attığı, insanların birbirlerine güvenmediği, inanmadığı, kötülükte sınır tanımadığı, birbirlerini sevmediği bir düzen değilmiş hayat eskiden.
Değerlerimiz varmış bizi onurlu kılan, insan olmak onurlu yaşamakmış eskiden. Vefa, vicdan, merhamet, sevgi, hoşgörü varmış. Daha saygıdeğermiş insanlar, ne bu kadar agresif, ne de bu kadar kabaymış. Sokak ortasında yaşlılar dövülmezmiş; otobüslerde, tramvaylarda yaşlılara, hamilelere yer verirmiş gençlerimiz. Şimdiki gibi ellerinde cep telefonlarına gömülmezlermiş yer vermemek için.
Komşu komşunun kuyusunu kazmaz, külüne muhtaç yaşarmış. Bir el el üstüne konurmuş, bir omuz omza, bir sırt sırta dayanırmış, hayatı bölüşürlermiş insanlar. Yaşanılan kötü olaylardan umut, neşe, huzur ve birçok yeni başlangıçla dolu bir hayat çıkarmayı bilirlermiş. Hayat tünelinin bir çıkmaz olduğu düşüncesinde ve yaşamak için bile sebep arama peşinde değillermiş. Saflık, içtenlik, acıma duyguları varmış insanların. Karşılıksız yapılan iyiliklerde aptal olarak damgalanmazlarmış, hayat verirlermiş birbirlerine hayatı çekilmez bir kavgaya dönüştürmek yerine. Aşklar, sevgiler çok özelmiş, mezara kadar süren sevdalar yaşanırmış. Şimdilerdeki gibi yalancı değilmiş sevgiler.
Ne oldu bize, değerlerimize? Nasıl bu kadar hızlı umutları bitmiş, insanlığı bitmiş, sadece bedenlerini besleyen, egolarını tavan yaptırmakla meşgul insanlar yığını oluverdik? Çünkü içimizdeki ışığı göremeyip, kurtuluşu başka şeylerde arayan, kendimizde aramayan insanlar olduk. Çünkü sevgiyi unuttuk, anlamlı bir hayatı unuttuk, başkalarının hayatlarına olumlu anlamda dokunabilmek için her şeyimizi paylaşmayı unuttuk. Yalnızlığa terk ettik kendimizi, kaçtık, kaçtık, duvarlar arasına sıkıştık.
Ağlayan bebeğin anneye, kurak bir toprakta yaşamak isteyen bir çiçeğin suya, karanlığın aydınlığa kavuşması için güneşe ne kadar ihtiyaç varsa, dünyamızın güzelleşmesi için de sevgiye ihtiyaç var. Eliniz kalbinizdeyse, ruhunuz yerindeyse, aklınız başınızdaysa, sevgiyi kalbinizde gizlemeyin, kurutmayın, yarınlar için besleyin onu çünkü sevgi kurtaracak dünyamızı.
Işığa doğru ilk adımı siz atın; kendinizi yalnızlığa, umutsuzluğa, sevgisizliğe mahkûm etmeyin. Sevmeyi bilin, bir gülümsemeyi esirgemeyin. Yaşamak için değerleri yaşatın, hayata her gün güzel şeyler katın.
Mutluluk uzaklarda değil, her gün sizinle güne uyanan yüreğinizde gizli. Çıkarın onu ortaya...

Kevser TOPYILDIZ KÜÇÜK

  • BafraHaber Yorum
  • İçimizde Saklı Bir İnci Var içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0