Cumhuriyet, Atatürk Ve Din

Dostlar bu yazımda sizlerle Atatürk ve Din hakkında sohbet etmek istiyorum. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki hiç kimsenin dindar veya dinsiz olduğu veya Müslüman olup olmadığı hakkında bir yargıya varmak ancak Allah (CC) katındadır.
Bizler sadece hoşgörü içersinde her fikre saygılı olarak inandığımız şekilde yaşamakla mükellefiz. Dinimiz hiçbir zaman zor kullanarak toplumlara din diretmesi yapmamıştır. Sevgi saygı ve gerçeklere davet etmiştir. Benim konum bunu tartışmak değil bunu din ilmini yapan ilahiyatcılarımıza bırakmak gerekli olduğuna inanıyorum.
Ben şahsen dinime bağlı inançlarımı yaşamaya çalışan aynı zamandada Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk’ü seven bir vatandaş olarak  bazı alıntılar alarak sizlerle sohbet etmek istiyorum.
İLAHIYATÇI PROF. DR. FAHRİ KAYADİBİ ARAŞTIRMA YAZISINDA ŞÖYLE DİYOR…
“Atatürk iyi bir din eğitimi almış inançlı bir insandır. Ailesinden ve okuldan aldığı din eğitimine ilaveten kendisini dini konularda camide hutbe okuyacak kadar iyi yetiştirmiştir. Türk halkının dinini aslına uygun iyi öğrenmesini istemiştir. Bunun için Kur’an’ı, Hz. Muhammed’in hayatı ve temel din kitaplarını Türkçe olarak yayınlatmıştır. Din Eğitimini önemli görmüş, okullarda yapılmasını istemiştir.
Atatürk dinin değil; cehalet, bid’atlar, hurafeler ve din istismarcılarının karşısındaydı. Bu da bazı çevrelerce din düşmanlığı şeklinde algılanmış ve gösterilmiştir. O, Kur’an’ın özüne uygun Hz. Peygamber zamanındaki gerçek İslamiyet’in yanındaydı. Dini ve gerçek din bilginlerini övmüştür.
Atatürk, Atatürkçülük ve onun ilkeleri iyi bilinmeli ve doğru tanıtılmalıdır. Asla da istismar edilmemelidir.
Atatürk’ün dîni yönü ya tam tanıtılamadığından ya da iyi niyetli olmayan bazı kişilerin yanlış tanıtma çabalarından bir takım çevrelerde o bir din düşmanıymış şeklinde yanlış imaj uyandırılmıştır. Atatürk’ü din düşmanıymış gibi gösterilmesi ya kasıtlı ya da bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Bidat ve hurafeleri dindenmiş gibi kabul eden bazı kimseler, onun bunları dinden arındırmak için yaptığı çabaları dine karşı hareketlermiş gibi değerlendirdikleri de bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan dini çıkarlarına alet edenlerin de kendilerinin bu tutumlarına karşı mücadele veren Atatürk’ü dine karşıymış gibi gösterme çabaları olmuştur. Bir de Atatürk paralelinde görünerek Atatürk’ü dine karşıymış gibi gösteren bazı kimseler var ki bunlar da bu tutumlarıyla zararlı olmaktadırlar. Bu durumlar ise Atatürk’ün dini yönü konusunda zihinlerde karışıklıklar meydana getirmektedir. Bunun için Atatürk’ün samimi inançlılığı, İslam dininin özüne bağlılığı, İslam dinine olan hizmetleri her fırsatta topluma anlatılmalıdır.
Gerek Atatürk lehine din aleyhtarlığı yapılırken, gerekse din lehine Atatürk aleyhtarlığı yapılırken Atatürk’ü dine karşı gibi gösterme taktiğinde birleşen, fakat maksatları ve hedefleri değişik olan bu iki ayrı kesimin propaganda ve baskı gücü öyle boyutlara varmış ki bazen dindar olmakla Atatürkçü olmak birbirine zıt olarak telakki edilmiştir. Oysa bu durum hiç de öyle değildir. Atatürk hayatı boyunca din aleyhine bir tek söz söylemediği gibi tam tersine dini, gerçek dindarı, hakiki din adamını öven, din eğitiminin önemini belirten ve müslümanlığından dolayı iftihar ettiğini dile getiren çok sayıda sözleri vardır. Kendisinin iyi bir din eğitimi aldığı konuşmalarındaki zengin dini bilgilerden anlaşılmaktadır. 07.02.1923 tarihinde Balıkesir Paşa Camii’nde irad ettiği hutbesi kendisinin din konusunda da bir uzman olduğunu açıkça göstermektedir.”

Çok değerli dostlar bunun gibi Atatürk’le ilgili yüzlerce makele,kitap ve görüşü paylaşabiliriz. 
Yaşamından çok örnekler verebiliriz. Benim anlatmak istediğim din düşmanlığı veya Atatürk ,Cumhuriyet düşmanlığı yaparak nereye varmak istediğimizdir. 
Elbette bir geçiş döneminde acılar çekilmiş büyük savaşlar yapılmış zor günlerin sonunda Hürriyetimiz elde edilmiştir.  Hepimizin ailesinden şehitler verilmiş bu vatan dedelerimizin ninelerimizin kanları ,canları ile bu günlere gelmiştir. 
Bu gün nedir bu birbirimize olan kinimiz, hınçımız, ayırımcılığımız. Bir dönem gerçekten zülme uğranmış zahmetler çekilmiş,dinimizi yaşamakta zorluklar acılarla karşılaşmışız. Bunu bu gün hiç kimse inkar etmemektedir. 
 Bizler yok din düşmanlığı, yok cumhuriyet düşmanlığı yok Atatürk düşmanlığı yaparak nereye varacağız. Bunlar bizim ortak değerlerimiz değil mi ?
Bu gün içimize fitneler sokarak bizleri bölmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Fikirlerimiz ayrı ayrı olabilir,istişare dinimizinde emri değimli ? 
Bazen bakıyorum hakaretler,karalamalar  nereye kadar….
SEVGİMİZİ Mİ KAYBETTİK ?
SAYGIMIZI MI KAYBETTİK ?
Değerli Hocam araştırmacı Yazar Osmanlı arşivleri uzmanı  Emekli Müftü Rahmi Serin şöyle diyor :
 “ Tasavvufta  Hakikat mertebesine gelen kamil insan her nesne ve her canlıyı tek gözle görür. Ve onları ALLAH yarattığı için sever”  
Fikirlerimizi,zikirlerimizi,yaşantımızı en güzel şekilde yaşıyorsak bu idare şeklimizin CUMHURİYET olmasındandır.  
Tüm dostlara selam olsun…..
Saygılarımla.
İdris Anarat
  • BafraHaber Yorum
  • Cumhuriyet, Atatürk Ve Din içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0