Bayramların gerçek ev sahipleri büyüklerimiz

Küçüklerin büyükleri ziyaret ettiği, büyüklerin küçükleri beklediği, minik çocuklara şeker ve harçlıkların verildiği, onların sevindirildiği günlerdir. Bayramlar insanların kaynaştığı, küskünlüklerin giderildiği günlerdir. 
Bayram sabahları evin erkeklerinin bayram namazına gittiği, evin hanımlarının namaz sonrası gelecek evin erkekleri için kahvaltı sofrasının hazırlandığı, çocukların akşamdan yeni ve temiz bayramlıklarını yatağının başucuna koyduğu, bayram sabahı cicilerini giyerek baba ve annelerinin elini öptüğü, kapı çalındığında kim geldi acaba çabuk kapıya bakın denildiği gündür... 
Benim ve sizlerin geçmiş yıllardaki çocukluğumuz hep böyle geçti ve bugünde Anadolu'da hala böyle geçmektedir. 
Her ne kadar turizm artık çok gelişmiş olsa da, insanlar artık bayramlarda tatile çıksa da bu oran yine de toplumun genel nüfusuna ve alım gücüne bakıldığında devede kulak kalmakta, eski örf-adet ve ananeler Anadolu topraklarında yine devam etmektedir. Hele de o uzaktan gelen misafirleri heyecanla beklemek yok mu, işte bu bayramların en güzel tarafı da bu. Kimilerin başka memlekette çalışan senede bir veya iki kere bayramlarda gelebilen akrabaları veya çocukları, kimilerinin üniversitelerde okuyan evlatları, kimilerinin de Almanya'da gurbetteki akrabaları... 
İşte bayramlar bu özlemlerin giderildiği, kucaklaşmaların, sohbetlerin yapıldığı en güzel ve özel günlerimizdir. 
Bayramlar gelmeden bir hafta öncesinden heyecanı insanın yüreğini kaplar, hazırlıklar başlar, nokullar yapılır, evin erzak ihtiyacı karşılanır, evler temizlenir, bayramlıkların telaşı 3-4 gün önceden başlar, şeker bayramı ise şekerler alınır, kurban bayramı ise büyükbaşa girecekler 3-4 gün öncesinden ayarlanır, kurbanlıklar bir gün öncesinden alınmaya başlanır, kasaplar ayarlanır, mahallede kimlere et dağıtılacağı kâğıtlara yazılır ve ailenin gençleri onları dağıtır. 
Benimde çocukluk ve gençlik yıllarım bu güzelliklerle geçti. Belediyenin karşısında Gürdal Elektrik`in olduğu yerde rahmetli dedem Ahmet Başkaya`nın evi vardı. O ev daha sonra müteahhitte verildi oraya apartman yapıldı. 
O eski iki katlı bahçe içindeki ev bizim ailenin bayram günlerindeki mabediydi. Bütün akrabalar bayramın birinci günü o evde toplanır, Ereğli`den dayım, Samsun`dan teyzelerim ve çocukları gelirdi. İki oda, bir salon ve bir mutfaktan oluşan o ev bütün aileyi içinde barındırır ve sanki kocaman bir saraymış gibi insanları ağırlardı. 
Rahmetli nenem Hacı Emine Hatunun evin arka bahçesinde mescidi vardı. Cuma günleri ve Ramazan geceleri o mescitte, Bafra'nın içindeki ve köylerindeki hanımlar gelir namazlar kılınır, ilahiler okunur, mevlitler yapılırdı... O insanlar da bayramda nenemin elini öpmeye, bayramlaşmaya gelirlerdi. 
Sizin anlayacağınız 4 gün 4 gece bizim o evde bayram bitmezdi... 
Ne zaman nenem vefat etti, bizim bayramlar bitti. Şimdi daha iyi görüyorum ki bayramların tadı tuzu büyüklerimiz. Allah onlara sıhhatli uzun ömürler versin, başımızdan eksik etmesin. Bayramların gerçek ev sahipleri inanın büyüklerimiz... Hepinize saygı ve sevgilerimi iletiyor, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öpüyorum... Bayramınızı kutlar, huzur ve mutluluk içinde geçmesini temenni ederim. Ahmet Faruk Urfalı

  • BafraHaber Yorum
  • Bayramların gerçek ev sahipleri büyüklerimiz içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0