Orta Karadeniz Bölgesi Sınırötesi İşbirliği İş Forumu

Anemon Otel'de düzenlenen foruma Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Samsun Valisi İbrahim Şahin, Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin, Tokat Valisi Cevdet Can, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen ve iş adamları katıldı. Forumun açılış konuşmasını yapan OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen, "Bu toplantının üçüncüsünü düzenliyoruz. Ajansımızın kanunla verilmiş en önemli vazifelerden birisi bölgemizin tanıtımını yapmak ve bölgede yatırım ortamı oluşturmaktır. Bu istikamette Karadeniz'in karşısında bulunan bütün ülkelerle bir işbirliği ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda sınır ötesi işbirliği programı çerçevesinde de bu ülkelerle bir network oluşturduk. Bu 4 gün boyunca konuklarımız bu networku burada çalışacaklar hem de bölgemizdeki işadamları ve iş kadınlarıyla buluşmuş olacaklar" dedi.

"İHRACATTA HEDEFLEDİĞİMİZ NOKTALARA HENÜZ ULAŞAMADIK"

Konuşmasına Samsun'u tanıtarak başlayan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "Samsun'un şu anda 5 tane büyük organize sanayi bölgesi var. Buralarda üretim yapılıyor ama ihracatta hedeflediğimiz noktalara henüz ulaşamadık. Hedeflere ulaşamayışımızın temel nedenleri hiç şüphesiz bu toplantıda tartışılacaktır. Samsun sadece bizim toplantımızın gündemi olan sınır ötesi işbirliği ve sınır ötesi ticaret ilişkilerinin ve ekonominin büyütülmesine dönük olan bir perspektifte koşarken, bir taraftan da şehircilik adına da dünyanın modern şehirleri, dünyanın modern, çağdaş ve insanı mutlu eden şehirlerinden biri olma yönünde de hızla geleceğe doğru koşmaktadır. Şehircilik adına temel felsefemiz mutlaka dünü unutmayan, dünü saklayan, bugünü en güzel şekilde insanımıza yaşatmak ve yarını kurgulamaya dönük bir şehircilik felsefemiz var. Yani şehircilik felsefemizin temelinde dünü saklayan, bugünü yaşayan, yarını kurgulayan bir şehir olma yönünde geleceğe hızla koşuyoruz" diye konuştu.

"KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETMELİ VE BUNLARI İHRAÇ ETMELİYİZ"

Samsun'da markalaşmanın daha tanınır hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Samsun Valisi İbrahim Şahin, "Bu toplantılarımızın amacı kazan yöntemini sonlandıracak hem kuzey tarafındaki ülkelerin yatırımcılarını Samsun'da, Çorum'da, Tokat'ta, Amasya'da buluşturmak hem bu illerin yatırımcılarını karşı ülkelerin işadamları ile bir araya getirip ne tarz yatırımlar yapılabiliri tartışacağız. Samsun'da markalaşmayı ve markaları daha tanınır hale getirmeyi amaçlamalıyız. Samsun'un turizmden alması gereken pay daha yüksek olması gerekir. Ama turizmi biraz çeşitlendirmek gerekir. Samsun, özellikle sağlık turizmi konusunda İstanbul dışında hastanecilik anlamında çok ileri düzeyde. Bu hastanelere gelen hastaların bir kısmı Samsun'dan veya çevre illerden ama biz esas hastaları sağlık turizmi adı altında kuzey ülkelerden buraya taşınmasını istiyoruz. Bizim bir hava köprüsü ile kuzey ülkelere köprü oluşturursak bu anlamda hem turizmi geliştireceğiz hem de turizme dayalı iş alanlarını geliştireceğiz. Önümüzdeki hedefler 10 sene önce günü kurtaralım diye uğraşırken, bugün biz 2023 vizyonunu ortaya koyuyoruz. Hatta yavaş yavaş 2071'i dillendirmeye başladık. Samsun'un ihracat rakamları önümüzdeki hedef olan 1 milyar doların üzerine çıkması gerekirken, Samsun, Tokat, Çorum ve Amasya'nın ihracat rakamları 730 milyon dolar civarındadır. Eğer biz ihracat rakamlarını yukarıya doğru çekmek zorundaysak, mutlak suretiyle katma değeri yüksek ürünleri üretmek ve bunları ihracat ürünü haline getirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da bu tarz toplantılardır" şeklinde konuştu.

İNSAN ODAKLI BİR KALKINMA ANLAYIŞI

Türkiye'de 12 yılda birçok alanda değişim ve dönüşümünün yaşandığını belirten Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ise şöyle konuştu:

"OKA'nın daha önceki yıllarda da bu forma benzer şekilde ama sadece Türkiye ile Rusya'yı ilgilendiren iş forumları düzenlemişti. Bu yıl ise bu form daha da genişletilerek 6 ülkeyi kapsayacak şekilde yapılmaktadır. Ülkemizde son 10-12 yılda başta ekonomi olmak üzere birçok alanda değişim ve dönüşüm yaşanmakta ve bu maksatla da birçok reformlar gerçekleştirilmektedir. Başta ekonomi olmak üzere Türkiye'de son 10-12 yılda eğitim, sağlık, ulaştırma, özgürlükler, hukuk, demokratikleşme ve benzeri alanlarda birçok reformları gerçekleştirdik. Bu alanlarda reform süreci yaşanırken, kalkınma alanında da değişimler gerçekleştirildi ve yeni bir kalkınma anlayışını ülkemizde hakim kılmaya çalışmaktayız. Her şeyden önce yeni kalkınma anlayışımızda insan odaklı bir kalkınma anlayışını benimsemiş bulunmaktayız. Diğer taraftan bölgesel kalkınma alanındaki çabalarımızı da yenilikçi bir anlayış içersinde yürütmekte ve planlamaktayız. Ülkemizdeki büyümeyi ve kalkınmayı bütün bölgelerin, bütün şehirlerin ve toplumumuzun bütün katmanlarının katılımı ve emekleri ile oluşturmayı hedefliyor ve yanı zamanda bu ülkede oluşturulan bu zenginliğin ve katma değerinde yine bölgelerarası eşit bir şeklide toplumun bütün katmanlarına da eşit bir şeklide dağıtılmasını amaçlayan bir kalkınma anlayışını hakim kılmayı hedeflemekteyiz."

10. Kalkınma Planı'nın 4 temel ekseni bulunduğunu ifade eden Ceylan, "Yurt içinde yeni kalkınma anlayışımızı bu şekilde sürdürürken, biz bölge ülkeleri arasında yeni bir kalkınma anlayışına sahip bulunmaktayız. Buradaki temel hedefimiz sadece ülkemizin değil, bölge ülkelerin topyekun kalkınması ve bölge ülkeleri ile işbirliğimizin hızlandırılmasıdır. Başta ticaret olmak üzere her alanda hızlandırılmasını hedef almaktayız. Hükümetimizin 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlanan 10. Kalkınma Planı'nın 4 temel ekseninden bir tanesi de kalkınma için bölgesel işbirliği ekseni oluşturmaktadır. 10. Kalkınma Planı'nın 4 temel ekseni vardır. Bunlar bir tanesi nitelikli insan-güçlü toplum, yenilikçi üretim-istikrarlı yüksek büyüme, yaşanabilir mekanlar-sürdürülebilir çevre ve kalkınma için bölgesel işbirliği eksenidir. Kalkınma için bölgesel işbirliğine çok büyük önem vermekteyiz. Bu konuda temel politikamız, ortak yarar temelinde ticari ilişkiler başta olmak üzere tüm alanlarda komşu ülkelerimiz ve bölge ülkeleri ile ilişkilerimizi geliştirmektir. Komşu ülkeler arasında zaman zaman siyasi politikalarda farklı yaklaşımlar ve bakış açıları olabilir. Ama bu farklı siyasi yaklaşımlar hiçbir zaman ticaretin önünde, ekonomik işbirliğinin önünde bir engel teşkil etmemelidir."

"KARADENİZ HAVZASINDAKİ ÜLKELERLE TİCARETİMİZİ GELİŞTİREBİLİRİZ"

Türkiye'nin Karadeniz havzasında bulunan ülkelerle arasındaki ithalat ve ihracat rakamlarını açıklayan Bakan Yardımcısı Ceylan konuşmasını şöyle tamamladı:

"Toplam dış ticaret açısından baktığımızda Karadeniz havzasında bulunan ülkelerle ticaretimizi 2000-2013 yılları arasını araştırdık. 2000 yılında Türkiye'nin toplam ihracatı 27 milyar 775 milyon dolar ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerine yapılan ihracatımız ise 2 milyar 467 milyon TL, yani toplam ihracatın yüzde 8.8'ini oluşturuyor. 2000 yılından 2013 yılına geldiğimizde bu oran toplam ihracatımızın içinde Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü üyelerinin payı yüzde 13.4'e çıkmış. Yaklaşık yüzde 5'lik bir artış söz konusudur. İthalatımızda da benzer şekilde artışlar söz konusudur. Toplam ithalatımızın da şu anda yüzde 16.4'ünü bu üye ülkelerle yapmaktayız. İthalat ve ihracatın toplamına baktığımızda toplam dış ticaret hacmimizin yaklaşık yüzde 15'ini şu anda biz Karadeniz Ekonomik İşbirliği üyesi ülkelerle yapmaktayız. Bu dış ticaret rakamı 2001 yılında yüzde 11'di. Karadeniz havzası ülkelerle ticaretimizi daha da geliştirebilecek potansiyele sahibiz. Bu anlamda Samsun, Orta Karadeniz'de çok önemlidir."

Açılış konuşmalarının ardından güdümlü proje olan Amasya Yeşilırmak Kauçuk Bendi, rekreasyonel alanların oluşturulması, yenilenebilir enerji eksenli gelişim projesinin imza töreni Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin, OKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Tokat Valisi Cevdet Can ile Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir arasında gerçekleşti.

Bafranın haberi, bafra